6 Şubat 2012 Pazartesi

Kurt Kanunu Dizisi Hikayesi


Pana Film'in ortaklarından yapımcı ve senarist Bahadır Özdener ile yeni projeleri 'Kurt Kanunu'nu konuştuk. TRT'de yayınlanacak olan dizi, Kemal Tahir'in aynı adlı kitabından uyarlandı. Bir buçuk yıllık bir masa başı çalışmasının ardından çekim aşamasına geçilen dizi, 1926 yılında ülkede yaşanan siyasi mücadeleyi anlatıyor. Dizi yayına girmeden Atatürk'e yapılan suikastın yer alıp almayacağı, Atatürkçülük tartışmalarını alevlendirip alevlendirmeyeceği konuşuldu. Birtakım endişeleri haklı bulduğunu ama önce diziyi izlemek gerektiğini söyleyen Özdener, son derece objektif olmaya çalıştıklarını da ekledi. 'Kurt Kanunu' bitene kadar bize rahat yok' diyen Özdener, sadık seyircilerine yine iddialı diyaloglar vaat ediyor.

- 'Kurt Kanunu'nu senaryolaştırmak aklınıza nasıl düştü, nasıl gelişti dizi yapma aşaması?TRT yönetimi 'Kurt Kanunu' romanının uyarlamasını yapmak istediğinde aklına gelen en önemli adres Pana Film oldu. Bize bu romanı uyarlayıp uyarlamayacağımızı sordular. Biz de bunu memnuniyetle yapacağımızı ama zor bir iş olduğunu, kendi içinde hem dönemin hem siyasetin sıkıntıları olduğunu ifade ettik. Ortak bir kararla bu diziyi hayata geçirmek için adım attık. Aslında uzun bir süreç oldu.

- Peki kitabın adının 'Kurt Kanunu' olması sizi etkiledi mi, bir çok kişi sizden 'kurt' temalı-başlıklı iş bekleyecek gibi...Kurt meselesi kendi aramızda konuştuğumuz bir mesele. 'Kurtlar Vadisi' gibi büyük bir dizinin akabinde 'Kurt Kanunu' projesinin gelmesi çok manidar. Umarım bu dizimiz de başarılı olur ve biz nice kurtlu hikayeler anlatırız.

- Oyuncu seçimleriniz her zaman çok iddialı olmuştur, bu dizide kriter neydi, kim ön plana çıkacak?Karakterlerimizin inandırıcı olması bizim için her şeyden önemlidir. Bu anlamda çok zor olan karakterleri hakkıyla üstesinden gelecek bir oyuncu kadrosunu tercih ettik. Başarılı olduğumuza inanıyorum. Diziyi seyreden herkes oyuncularımızın üstün performansıyla karşılaşacaktır.

- Düşeni yemek kanundur, diyor alt başlık... 'Kurtlukta düşeni yemek kanundur' Kemal Tahir'in kurtlar boğuşmasını anlattığı ve sonunda imparatorluğu kaybettiren ekip tasfiye olduğunda kinayeyle kullandığı bir sözdür. Biz de belki Kemal Tahir'den aldığımız bu ilhamla 'Kurtlar Vadisi'nde buna benzer çok aforizma hediye ettik izleyenlerimize. 'Kurt Kanunu'nda da bu tip bir diyalog üslubu olacaktır. Bundan kaçmanın yolu yok. Hem Pana Film olarak yok hem de Tahir'in romanını adapte ederken, uyarlarken yok.

TÜRKİYE BÜYÜK VE ÖNEMLİ BİR ÜLKE
- Siz sert söylemleri olan ve mesaj vermeyi, yaralara dokunmayı seven bir ekipsiniz. Bu diziyle ne söyleyeceksiniz sadık seyircinize? TRT'de beklediğiniz seyirciye ulaşacak mısınız?
Dediğiniz gibi biz yaralara dokunmayı seven bir ekibiz. 1926 Türkiye için çok önemli ve özel yıllardan biri. Bir dönemin kapandığı, bir dönemin başladığı yıllardan bir tanesi. Tabii bu tip hesaplaşmalar olurken neticede insanlar kararlar veriyorlar ve bu kararlar tarihe mal oluyor. Biz bunları tarafsız gözle anlatmaya; kendimizi zaman zaman bu kararları veren insanların yerine koyarak, zaman zaman haksızlığa uğrayan insanların yerine koyarak o günden bugüne bir projeksiyon tutmaya çalıştık. Umarım hem 'Kurtlar Vadisi' dizimizi hem 'Kurt Kanunu'nu izleyenler bizim net bir biçimde söylediklerimizi anlıyorlardır ve anlayacaklardır. O da şu, Türkiye hangi kesintilere uğrarsa uğrasın, başına nasıl büyük felaketler gelirse gelsin Balkan Harbi, Kafkas göçleri, 1. Dünya Harbi gibi; nasıl büyük travmalardan geçerse geçsin tarih zıplama yapmıyor ve su akıp yatağını buluyor. Türkiye hem bu topraklar için hem bölgesi için hem de dünya için çok büyük ve çok önemli bir ülke. Hem Türkiye'nin böyle büyük bir ülke olması bizim için gerekli hem de dünya için, adalet, vicdan ve namus için önemli. Umarım bu mesajımız da seyircimize TRT aracılığıyla ulaşacaktır. Biz uzun yıllar devletimizin televizyonunun raflarında kalmasını istediğimiz bir dizi yaptık. Uzun yıllar tekrar tekrar gösterebileceği, tekrar tekrar seyredilebilecek bir dizi yapmaya çalıştık. Umarım başarmışızdır.

- O dönem ile bu dönemin örtüşen olayları var mı?1926'yla bugün arasında çok önemli benzerlikler var. Bir kere bugünkü gibi çok önemli bir siyasi dava var. Bugüne çok benzeyen, çok tartışılan şeyler var. Seyircimiz izdüşümlerini bulacaktır.

- Her yaptığınız işin 'Kurtlar Vadisi' ile karşılaştırılması sizi rahatsız ediyor mu?Yaptığımız hiçbir iş 'Kurtlar Vadisi'yle şu neticede kıyaslanmamalı çünkü 'Kurtlar Vadisi' Türk televizyonlarının gelmiş geçmiş en büyük fenomeni ve yayın hayatını sürdürüyor. Bununla kıyaslamak beyhude bir çaba olur. Bize yansıdığı bir husus yok bunun çünkü neticede böyle büyük bir fenomene imza atmak talihine sahibiz. Diğer işlerimiz bu nispette güçlü olmayabilirler ya da toplum üstünde bu kadar etkili olmayabilirler. Ama neticede yıllar içinde bu sayede ekipler yetişiyor, insanlar yetişiyor. Çok sayıda yönetmenle, oyuncuyla, diğer çalışma ekiplerinden arkadaşlarla tanışıyoruz ve işbirliği yapıyoruz. Bu da bizi ziyadesiyle mutlu ediyor.

AKSİYON DEĞİL POLİTİK GERİLİM DİZİSİ...
- Aksiyon sahnelerinde sürprizleriniz var mı?
Tabii dönemin aksiyonunu yapmak bugünün aksiyonunu yapmaktan çok zor ama neticede 'Kurt Kanunu' bir aksiyon dizisi değil, politik gerilim. Tabii ki aksiyon sahneleri var ama o dönemin şartlarına uygun şekilde var. Çok büyük sürprizler beklenmemeli.

- Tarih sevenler tatmin olacaklar mı veya Kemal Tahir sevenler?Biz Kemal Tahir'e çok saygılı bir ekibiz. Kemal Tahir'i, onun Türk edebiyatına ve Türk toplumuna katkılarını çok önemseyen bir ekibiz. Onun hatırasını rencide etmeyecek, onu onore edecek, hak ettiği yere koyacak bir çalışma içinde olduğumuza inanıyorum. Tabii ki kusurlarımız vardır, bunlar için milletimizin affına sığınırız. En zor tarafı da dönemi anlatırken romanın kendi ruhuna sadık kalmaktı. Çünkü senaristlerin alanları hem siyaseten hem de romanın çizdiği çerçeveyle sınırlıydı. Ama bunun üstesinden olağanüstü şekilde geldiklerini düşünüyorum.

- Romanların senaryolaştırılması zaman zaman eleştirilir, sadık kalmak şart mıdır?İzleyeceğimiz eser, bir romanın uyarlaması. Romanın ruhuna, içeriğine sadık bir uyarlama. Ama tabii ki dramatik unsurların olması gerektiği biçimde, romanın ruhuna, özüne zarar vermeyecek şekilde eklendiğini belirtmek isterim. Kemal Tahir'in bütün romanlarında karakter yaratımı belirli bir izlek üstünde devam eder. Biz de bu ilhamla yeni karakter ekledik ama romanı okuyup beğenenleri rahatsız edecek bir ekleme söz konusu değil.

- Reyting kaygısı da yok artık...Bizim böyle bir kaygımız hiçbir zaman olmadı. Biz sadece söylemek istediklerimizi söyledik. Bu da çok şükür insanımıza ve geniş kitlelere ulaştı. Rahatlığımız tabii ki yok. Çünkü biz rahat olmayı ya da rahatsız olmayı ölçülmeyle ya da izlenmeyle belirlemiyoruz. İşin kalitesiyle, işin niteliğiyle biz bunu endeksliyoruz. 'Kurt Kanunu' başlayıp bitene kadar bize tabii ki rahat yok. Çünkü tarihi şahsiyetlerle ilgili, gerçeklerle ilgili, yaşanmış olaylarla ilgili bir iş yapıyorsanız diken üstündesiniz. Dolayısıyla bir kişi bile seyretse, milyonlar bile seyretse, bu iş nihayetlenene kadar bizim için rahat bir uyku yok.

- Diziyle Atatürkçülük tartışması çıkabilir endişesi taşıdınız mı?Diziyle beraber Atatürkçülük tartışması çıkması olasıdır ama beyhudedir. İnsanları sürekli kamplar arasında seçim yapmaya zorlamak, tercihte bulunmaya zorlamak çok yakışıksız bir tavır olarak görüyorum. Neticede tarihi şahsiyetlerin böyle ayıklanarak ele alınmasını doğru bulmuyorum. Herkes, her ideolojide, her inançta insan bu dizide bir şey bulacaktır. Doğru ya da yanlış da olsa muhakkak kendinden bir şey bulacaktır. Dolayısıyla bu tartışmaları boş buluyorum.
Eleştiri ve yorumlar için henüz erken
- Engin Ardıç geçenlerde 'Kurt Kanunu' ile alakalı bir yazı yazdı ve 'Belli ki, İzmir suikastı bir 'aşk ve macera filmi' gibi işlenecek, içinde elbette politika da olacak. Hatta, romanda da olmayan 'İzmir İktisat Kongresi'nde Kazım Karabekir'in Gazi'ye yönelttiği eleştiriler' falan, belki buna benzer başka şeyler de, diziye 'saplama' yöntemiyle eklenmiş' dedi... Ne diyorsunuz?
Engin Ardıç'ın yazısını okudum. Açıkçası aceleci buluyorum bu tip yorumları. Öncelikle sağlıklı yorum yapabilmek için dizinin seyredilmesi ve üstünden birkaç bölüm geçmesi gerekir. Eğer böyle yapmazsak içi boş, tek boyutlu yorumlarla karşılaşacağız. Neticede bu bir roman ve bunun ötesinde de izleyeceğimiz eser, romanın bir uyarlaması. Romanın ruhuna, içeriğine sadık bir uyarlama.

- Bir Kemal Tahir uzmanı olarak bilinen Engin Ardıç, hem heyecanını hem de şüphelerini dile getirmiş yazıda, TRT'nin 'Esir Şehrin İnsanları'nı da çektiğini ve kimsenin haberdar olmadığını söylemiş...'Esir Şehrin İnsanları' bir parça ara bir döneme denk düşmüştü. Hazırlanışı, çekilmesi ve yayınlanması itibarıyla çok ara bir döneme denk düşmüştü ve çok kısa soluklu olmuştu. Bildiğim kadarıyla, yanlış hatırlamıyorsam          6 ya da 8 bölüm arasında gerçekleşmişti. Ama bu kadar büyük eserlerin tekrar tekrar yapılmasında fayda görüyorum. Bunun zamanlaması da doğru olursa seyirciye doğru bir şekilde ulaşacaktır. Ama yine söylüyorum uyarlaması çok çok zor bu tip işlerin.
Necati Şaşmaz, Enver Paşa'yı oynadı
- İlk bölüm iki defa mı çekildi, söylendiği şekilde aksilikler yaşadınız mı?
Dizinin belirli sahnelerinin daha gerçekçi, daha güzel, daha etkileyici olması için dizi revizyonlara tabi tutuldu. Bu, TRT'yle birlikte aldığımız bir karardır. Bugün vardığımız noktada bu revizyonun dizi için çok olumlu olduğu, dizinin daha etkili, daha güçlü, daha seyredilir bir hal aldığını biz gördük. Umarım seyircimiz de 7 Şubat'ta diziyi izlerken bizimle aynı fikirde olacaktır.

- Müzik sizin ayrı bir özelliğiniz oldu, nasıl bir çalışma yapıldı 'Kurt Kanunu' için?Müzik dediğiniz gibi bizim için önemli. Projelerimizin tamamında bunu çok önemsiyoruz. 'Kurt Kanunu'nda yine dizinin el verdiği imkan doğrultusunda dönemin türkülerine, şarkılarına yer vermeye çalışacağız. Bunun için çok özel bir isimle, İskender Paydaş'la çalışıyoruz. O da çok güzel temalar oluşturdu. Açıkçası 'Kurt Kanunu'nun dizi müziklerinin de beğenileceğini düşünüyorum.

- Sanki Necati Şaşmaz'ı gördüm tanıtımda?Necati Şaşmaz bize hoş bir sürpriz hazırladı. 'Kurt Kanunu'nun bir bölümünde Enver Paşa'yı oynadı. Bir sahne için bize katıldı. Eşsiz bir yorumculuk yaptı, eşsiz bir performans ortaya koydu. 'Kurt Kanunu'nun sürprizlerinden biri bu. Bir sürprizini de ilk defa size söylemiş olalım Elif Hanım, diziden önce bir sunumla birlikte ilk defa İsmet Paşa'nın Lozan Konferansı'ndan döndükten sonra Çatalca Tren İstasyonu'nda, Sirkeci Tren İstasyonu'nda ve Ankara Garı'na geldiği anda çekilen orijinal görütüler yayınlanacak. Bu da dizimizin hoş sürprizlerinden biri.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder